Ana içeriğe atla

BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ



Çocukken kafamı en çok kurcalayan konuların başında Bermuda Şeytan üçgeninin sırrı gelmekteydi. Ortaokul ve Lise yıllarımda öğretmenlerime bu konuyla ilgili pek çok soru sorduğumu hatırlarım. Malum ya bizler öğretmenlerimizin her şeyi bildiklerini düşünen çocuklardık. Ama ben ne yazık ki sorularıma hiçbir zaman net cevaplar alamadım. Genelde pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da geçiştirildim durdum. Fakat ne mutlu ki günümüzde Jeofizikçiler bu sırrı çözmeyi başarmış.
Bermuda Şeytan Üçgenini ilk kez burada duyan okurlarım için tanımlamam gerekirse; pek çok gemi ve uçağın hiçbir enkaz bırakmadan kaybolduğu iddia edilen, Atlantik Okyanusu’nun Güney ve Kuzey Amerika’yı birbirinden ayıran ve Bermuda, Porto Riko ve Miami sahilleri arasında kalan üçgen şeklindeki bölgeye verilen isim.

Bermuda Şeytan Üçgeninin efsaneleşmesine sebep olan ilk vaka ise 1945 yılında meydana geliyor. Beş savaş uçağı rutin görev uçuşu için Florida’daki üslerinden havalandıktan sonra pilotlar, telsizden kontrol kulesine şöyle bir mesaj anons ediyorlar:  “Karayı göremiyoruz. Pozisyonumuzdan emin değiliz. Nerede olduğumuzu bilmiyoruz. Galiba kaybolduk.” Bu sırada kontrol kulesinden pilota, “Nasıl olur, hava gayet iyi gözüküyor. Batı’ya gidin.” cevabına pilot, “Neresinin Batı olduğunu bilmiyoruz. Her şey yanlış. Çok tuhaf, hiçbir yönden emin değiliz. Okyanus bile olması gerektiği gibi değil.” diyor ve bağlantı kopuyor. Acilen yardım alarmı verilmesine rağmen uçakların izine bir daha maalesef rastlanılamıyor.

Yine o bölgeden geçen gemilerde de benzer esrarengiz olaylar olduğundan bahsedilmekte ki, batan bir kısım şilep veya transatlantik incelendiğinde içlerinde sadece hayvan ölülerinin olduğu; insanların, önlerinde bulunan yemeklerini bitirmeden bırakıp sanki denize atladıkları veya bir fırtınanın tabaklara ve kaşıklara dokunmayıp sadece insanları alıp götürdüğü manzaralar pek çok kaynakta yer almakta.

Uzun yıllardır açıklama getirilemeyen bu esrarengiz fenomen, içinde bilim adamlarının da bulunduğu pek çok insan tarafından "doğaüstü bir takım güçlerin yaptırımı" olarak algılandı. Hatta kayıp kıta Atlantis'in orada bulunduğu düşüncesiyle okyanusa Atlas ismi verilmiş. Kristof Kolomb' un tuttuğu günlüklerde de o bölgede gökyüzünde uçan tanımlanamaz cisimlerden bahsedildiği iddia edilmiş, bu esrarengiz olayda dünya dışı varlıkların ziyaretleri esnasında o bölgede oluşturdukları manyetik alanın etkisinin parmağı olduğu fikri de pek çoğumuzun beynine böylece yerleştirilmiş.

Ama çok şükür günümüzde esrarengiz üçgen ile ilgili uzun yıllardır devam eden araştırmalar nihayet sonuç vererek; araştırmacılar tüm bu gizemli olayların aslında basit bir doğal gaz cilvesi olduğunu tespit etmişler ve böylelikle de çocukluğumuzun bir mit'i daha çözüme kavuşmuştur.

Şöyle ki; okyanusların derinliklerinden çıkmak isteyen doğal gaz, oradaki çok düşük ısının da etkisiyle katı hâle dönüşüyor ve "hidrat" denilen beyaz ve tebeşirimsin bir madde hâline geliyormuş. Aynı bölgede Gulf Stream adı verilen sıcak su akıntısının da geçmesi ile ısınan okyanus tabanı yüzünden sudan hafif olan "tebeşir gazları" eriyor yüzeye doğru yükseliyorlarmış. Böylece de tabandan yüzeye kadar suyun yoğunluğu azalıyor; o sırada oradan geçen her ne varsa, derin bir kuyuya düşer gibi hızla okyanusun dibine çekiliyormuş. Çünkü, yoğunluğu azalan su, cisimleri taşıyabilecek kaldırma kuvvetini oluşturamaz. Gazın yükselmesi sona erdiğinde yoğunluk da tekrar eski haline dönüyor ve geride hiçbir iz bırakmadan devasa gemiler kilometrelerce derine gömülüyorlarmış.

Uçaklar içinde durum aynıymış. Yüzeye çıkan doğal gazlar atmosferden de hafif olduklarından yükselmeye devam ediyormuş. D
üşük yoğunluklu havanın içerisindeki oksijen miktarı motorların çalışması için yeterli olmadığından mütevellit o bölgeden tesadüfen geçmekte olan hava araçlarının motorları duruyor ve irtifa kaybederek hızla okyanus tabanına doğru inişe geçiyorlarmış.

Bir fenomeni daha zihinlerimizde aydınlattıktan sonra, başka başka esrarengiz konularda görüşmek üzere vesselam..

 
Resim <a href="https://pixabay.com/tr/users/myriams-fotos-1627417/?utm_source=link-attribution&amp;utm_medium=referral&amp;utm_campaign=image&amp;utm_content=2624054">Myriams-Fotos</a> tarafından <a href="https://pixabay.com/tr/?utm_source=link-attribution&amp;utm_medium=referral&amp;utm_campaign=image&amp;utm_content=2624054">Pixabay</a>'a yüklendi



Yorumlar

can istanbullu dedi ki…
Seda Hanım gerçekten etkileyici bir konu ve bilgisini sunmuşsun.
Birde evli jeofizikçilerin keşfettiği Bermuda Şeytan üçgeni var.
KIZIN
EŞİN
KAYINVALİDEN
Butimar dedi ki…
Öncelikle ailenizin yaptığı yorum çok sevimli belirtmeden geçemeyeceğim...Ve benim de okuduğum kaynaklara göre tüm bu bilimsel açıklamalarla birlikte olayın manevi ve ruhani boyutunun da yadsınamayacağı.. Geçmişte helak olmuş kavimlerin yaşadığı mekanlar olarak şeytanların hüküm sürdüğü bir alan olabileceği yazıyordu okuduğum bir yerde...Her şeyin bir görünen bir de görünmeyen sebebi olduğu da malum...Tıpkı ruhumuz ve bedenimiz gibi...Paylaşım için teşekkürler...Bloğunuz güzel...
teşekkürler ruh ve mana..haklısın..bi de bu açıdan araştırıyım..
düşengeç dedi ki…
Çok bilgilendirici cidden, blogunuz da çok hoşuma gitti emeğinize sağlık, güzel bilgiler sunmaya devam :) :)
ziyaretin için teşekkürler tepedibi
Adsız dedi ki…
Çocukken ne kadar merak ederdim bu konuyu. Ne bulsam okurdum. Kaynaklarım çoğunlukla Bilinmeyen gibi dergiler olduğu için işin gizemli ve magazinsel yanını daha iyi biliyorum. Şimdi gerçek sebebi öğrenmek iyi oldu doğrusu. :))
benden bi tane daha olduğunu bilmek inan çok rahatlatıcı deryacım..bende çocukken çok okudum bu konuyla ilgili magazinsel yazılar:))ziyaretin için sağol
üzüm kuşu dedi ki…
bermuda şeytan üçgenini hep merak etmiş ama üşengeçliğimden araştırmamıştım çok aydınlatıcı bir yazı olmuş teşekkür ederim:)
ziyaretin için sağol cemre umarım faydalı olmuşuzdur..
ziyaretin için sağol cemre umarım faydalı olmuşuzdur..
ziyaretin için sağol cemre umarım faydalı olmuşuzdur..
leyya dedi ki…
geçende oğlanın kafasına takılmış bu üçgen olayı,bildigim kadarıyla anlatmaya çalıştım ama tatmin olmadı sankim:)sınav dönüşü dikkatle okuyup bi daha anlatmayı deniyim.teşekkürler:)
Bu yorum yazar tarafından silindi.
zeynep dedi ki…
güzelmiş gerçekten ben de bir çocuğum ama bole konularda hep ilgimi çeker yani bilginiz bizim le paylaştığınız için teşekürler ... alahım ailenizi size bağışlasın
Unknown dedi ki…
gerçekten güzel ve faydalı bilgi pekiya bu bölgeden geçişe izin varmıdır ?

Bu blogdaki popüler yayınlar

BU İŞTE BİR TERSLİK Mİ VAR?

İnsanoğlu asırlardır yerkürenin eliptik yapısını iki boyuta taşıyabilmek adına farklı projeksiyon teknikleri kullanmıştır. Bu yöntemler içerisinde en çok kabul görmüş olan hemen hepimizin aşina olduğu; her okulda, kurumda, yayında ve daha birçok alanda karşılaştığımız “Merkatör Projeksiyonu” esas alınarak çizilmiş olan dünya haritasıdır. Projeksiyona adını veren, 16. yüzyılın en önemli matematikçileri ve kartograflarından biri olarak anılan Gerardus Mercator, bu haritayı 1569’da hazırladı. Haritanın kerte hattını esas alıyor olması, denizcilik açısından oldukça kullanışlı olmasını ve bu sebeple de popüler olmasını sağladığı muhakkak. Fakat günümüzde bu popülerliğin politik amaçlar doğrultusunda oluştuğu ve gerçekte haritanın büyük bir propaganda malzemesi olduğu iddia edilmekte. Projeksiyonun Dünya’yı belki sosyal açıdan algılayışımızı değil ama fiziksel algılayışımızı kesinlikle yanılttığı vurgulanmakta. Şöyle ki; 1500'lü yıllarda hazırlanan harita, döneminin teknik imkan

KUANTUM İSİM ANALİZİ

İsmimizdeki harflerin karakterlerimiz üzerinde etkilerinin olabileceği hiç aklınıza gelmiş miydi? Analizciler kullanmış olduğumuz her harfin, sesin bir frekans yaydığını ve bu durumun bizlerin elektromanyetik alanımızı etkilediğini söylüyor. Ayrıca isimlerin baş harfinin çok önemli olduğuna dikkat çekerek “İsim A harfiyle başlıyorsa, kişinin algılaması yüksek, atılgan bir enerjiye sahip, B harfiyle başlıyorsa mücadeleci ve önsezileri güçlü, F ile başlayanlar güvenilir yapıya sahip ve G ile başlıyorsa kıskanç ya da inatçı bir kişilik söz konusu. V harfi olan isimler başına buyruk, dik kafalı; N sağduyu, P saygınlık, L ve S sanatçı kişilik, T ticari yetenek ve kültürel birikimi gösterir” diyorlar. İşte ismimizdeki harflerin karakterlerimizde oluşturacağı etkiler ile ilgili ilginç olduğunu düşündüğüm bir çalışma…Ama nedense j harfi dışında pek de kötü bir tanımlama yok…Yani eminim şimdi pek çoğumuz AAAA tıpkı ben diyecek :) A: Atılgan-enerjik B: Ön sezileri kuvvetli C: Konuşm

Sosyal Medyanızda Bu Kişileri Eklemeyin!

Sosyal medya her ne kadar bütün dünyayı saran bir ağ haline gelmiş, tanıdığınız hemen herkes orada buluşmuş olsa da; herkesin arkadaşlık teklifini kabul etmek, oradan size gönderilen her davete icabet etmek zorunda değilsiniz.  İşte belli başlı sıkıntıları yaşamamak adına sosyal medyada arkadaş olmamanız gereken insan tipilerini sizin için derledik: Yöneticiniz Sosyal medyada arkadaş olmamaya en çok dikkat etmeniz gereken kişidir kendisi. Öyle ya, ne de olsa çalışmaktan ne kadar yorulduğunuz ya da kurumunuzdan şikayetçi olduğunuz bilgisini yazmak isteyebilirsiniz zaman zaman. Veya hasta olduğunuz bahanesiyle işten kaytardığınız bir gün, sosyal medyanızda adınızın yanına “filanca kafede yiyip için eğleniyor” bildirimi tehlike arz edebilir. Hayatı çocuğunun etrafında dönenler Bu tarz sosyal medya arkadaşları, en sıkıcı kişilerdir. Güncelledikleri durum bilgisi sadece çocuklarıyla ilgilidir. Sürekli çocuklarının fotoğraflarını yükler ve onlara methiyeler düzerler. Takipçileri olan benze