Ana içeriğe atla

İŞ STRESİYLE BAŞ ETMEK MÜMKÜN MÜ???

Modern iş hayatının en büyük mucizesi tüm işleri bilgisayar başından halledebilmeniz. Ancak siz tuşlara basarak, kurumunuza milyonlar kazandırıyorken bir yandan da tüm gününüzü bir ofisin içerisinde tıkılı kalarak geçiriyorsunuz. Sürekli aynı işleri yapmak ve rutine bağlı olmak bir süre sonra psikolojik olarak sıkılmanıza neden olacaktır. Eğer siz de artık bilgisayar başında zorla duruyorsanız bu durumu eğlenceli hale getirmenin bir de çözümü var. İşte aksiyondan, stratejiye kadar can sıkıntınıza iyi gelebilecek oyunlardan bazılarını teknoloji sitesi shiftdelete.net bir araya getirmiş. Haber 7 internet sitesinin haberine göre ufak boyuttaki oyunlar, mesainiz sırasında stresten uzaklaşmanız için size yardımcı olabilirmiş. 

Ofis Santrancı:
Hrmaggeddon adlı oyun size dünyanın en eski strateji oyunlarından biri olan satranç eğer bir ofise uygulanırsa ne olurdu sorusunun cevabını vermek için hazırlanmış.

Ninja Suikastçı:
Ofiste bazen öfkeden deliye dönebilirsiniz. Bu durumda çevrenizdeki insanlarla kavga etmeniz daha kötü sonuçlara neden olur. Ancak bu oyun hem öfkenizi alacak hem de sizin çok eğlendirecek. Ninja bir suikastçıyı oynadığınız yapımda, karşınıza gelen düşmanları ve dev canavarlarla savaşıyorsunuz. Öldürdüğünüz adamlardan yeni silahlar alıp düşmanın canını okuyabiliyorsunuz.

Yolculuğa Çıkın:
Ofiste tüm gün oturmaktan içiniz mi sıkıldı. O zaman biraz çıkıp dolaşın. Yöneticiniz buna asla izin vermez mi diyorsunuz? Sanal dünyada çareler asla tükenmez. Take a Walk adlı oyun sizi güzel bir yürüyüşe çıkarıyor. Flaş animasyonlu oyunda, müzik dinleyip sanal bir şehirde dolaşabiliyorsunuz. Oldukça rahatlatıcı ve eğlenceli olan oyun ofiste canı sıkılanlar için birebir.

Gameboylarını Özleyenlere:
90'lı yılların çocukları canları sıkıldığı zaman Gameboylarını çalıştırıp sanal dünyalarda yolculuğa çıkardı. Eğer sizde bu günleri özlediyseniz Tower of Heaven bu konuda yardımınıza koşacak. Gameboy grafikleriyle hazırlanmış olan yapım advanture tarzında hazırlanmış. Oyunda amacınız, gizemleri çözmek ve kapalı kaldığınız odalardan çıkmak.

Kalenizi Savunun:
Stresli ve bol kavgalı bir günden sonra hiçbir şey savaşmak kadar size iyi gelemez. Epic War 4 ise rol yapma ve strateji temalarıyla süslenmiş bir oyun. Bu yapımda amacınız, kalenizi savunmak ve ordularınızı geliştirmek. Kendinizi savunmak için büyü güçleri ve hatta doğanın kendisinden bile yardım alabiliyorsunuz.

Kraliçeyi Kurtarın:
Super Mario gibi oyunlar sayesinde çocukluğumuzun çoğu prensesleri kurtarmakla geçti. Peki bu oyunların bize eğlence dışında bir katkısı oldu mu? Saatlerce prenses kurtarmanın size katacağı pek bir şey yok. Ancak bu işi, 60 saniyeyle sınırlarsanız o zaman zekanızın ve yaratıcılığınızın konuşması gerekiyor.

Tilt Keyfi Ofiste:
Ünlü bir oyun makinesi olan tilt (pinball)'u bilmeyen az kişi vardır. İlginç bir platform olarak tasarlanan bu oyunda topu düşürmeden mümkün olduğu kadar puan toplamaya çalışıyorsunuz. Ofisinizde bu eğlenceli oyunu oynamak istiyorsanız İnternet'ten faydalanabilirsiniz.

Kale Yıkmaca:
Bu oyun oldukça eğlenceli ve ilginç bir yapıya sahip. Amacınız mancınığı kullanarak düşman kaleleri yıkmak. Düşman kaleler ise, stratejik bir bulmaca olarak hazırlanmış. Mancınıkla fırlattığınız taşların açısını ve hızını doğru ayarlayarak, düşman kalelerini ve içerideki kişileri öldürmeye çalışıyorsunuz.


Resim <a href="https://pixabay.com/tr/users/memed_nurrohmad-3307648/?utm_source=link-attribution&amp;utm_medium=referral&amp;utm_campaign=image&amp;utm_content=2389215">Memed_Nurrohmad</a> tarafından <a href="https://pixabay.com/tr/?utm_source=link-attribution&amp;utm_medium=referral&amp;utm_campaign=image&amp;utm_content=2389215">Pixabay</a>'a yüklendi





Yorumlar

miniştitiya dedi ki…
memurları habire solieter oynarken görüyorum..demek ki iş streslerini atmak içinmiş..gerçi memuriyettede ne stres oluyosa

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sosyal Medyanızda Bu Kişileri Eklemeyin!

Sosyal medya her ne kadar bütün dünyayı saran bir ağ haline gelmiş, tanıdığınız hemen herkes orada buluşmuş olsa da; herkesin arkadaşlık teklifini kabul etmek, oradan size gönderilen her davete icabet etmek zorunda değilsiniz.  İşte belli başlı sıkıntıları yaşamamak adına sosyal medyada arkadaş olmamanız gereken insan tipilerini sizin için derledik: Yöneticiniz Sosyal medyada arkadaş olmamaya en çok dikkat etmeniz gereken kişidir kendisi. Öyle ya, ne de olsa çalışmaktan ne kadar yorulduğunuz ya da kurumunuzdan şikayetçi olduğunuz bilgisini yazmak isteyebilirsiniz zaman zaman. Veya hasta olduğunuz bahanesiyle işten kaytardığınız bir gün, sosyal medyanızda adınızın yanına “filanca kafede yiyip için eğleniyor” bildirimi tehlike arz edebilir. Hayatı çocuğunun etrafında dönenler Bu tarz sosyal medya arkadaşları, en sıkıcı kişilerdir. Güncelledikleri durum bilgisi sadece çocuklarıyla ilgilidir. Sürekli çocuklarının fotoğraflarını yükler ve onlara methiyeler düzerler...

BU İŞTE BİR TERSLİK Mİ VAR?

İnsanoğlu asırlardır yerkürenin eliptik yapısını iki boyuta taşıyabilmek adına farklı projeksiyon teknikleri kullanmıştır. Bu yöntemler içerisinde en çok kabul görmüş olan hemen hepimizin aşina olduğu; her okulda, kurumda, yayında ve daha birçok alanda karşılaştığımız “Merkatör Projeksiyonu” esas alınarak çizilmiş olan dünya haritasıdır. Projeksiyona adını veren, 16. yüzyılın en önemli matematikçileri ve kartograflarından biri olarak anılan Gerardus Mercator, bu haritayı 1569’da hazırladı. Haritanın kerte hattını esas alıyor olması, denizcilik açısından oldukça kullanışlı olmasını ve bu sebeple de popüler olmasını sağladığı muhakkak. Fakat günümüzde bu popülerliğin politik amaçlar doğrultusunda oluştuğu ve gerçekte haritanın büyük bir propaganda malzemesi olduğu iddia edilmekte. Projeksiyonun Dünya’yı belki sosyal açıdan algılayışımızı değil ama fiziksel algılayışımızı kesinlikle yanılttığı vurgulanmakta. Şöyle ki; 1500'lü yıllarda hazırlanan harita, döneminin teknik imkan...

Sözüm Ona?!

Her koşulda her ortamda söylenebilecek bir atasözünün veya özlü sözün var olması çok keyifli değil mi sizce de? Tüm toplumların dününden bugününe ortak kültür, inanç, duygu ve düşüncelerini yansıtan kendilerine has sözcük öbeklerinin mevcut olması... ‘‘Şans, alınan yenilgileri gülümsemeyle karşılayabilmektir, azimli insan şanslı insandır’’ demiş mesela, kendini beğenmiş olduğuna inandığım biri. Eskiden sadece ‘‘şanssızlık işte’’ diyerek topu taca atma imkânımız varken şimdi şanssızlığımızın üstüne bir de azimsiz insan olarak yaftalanmak hoş olmadı ya, neyse. Yine de ‘‘Her işte bir hayır vardır’’ demeli ve içtenlikle kabullenebilmeli insan başına gelenleri.  İçtenlik mevzu bahis olduğunda ‘‘Gülerken göbeği oynamayan adama güvenmem’’ diyen bu Çin atasözüne atıf yapmadan geçemeyeceğim. Gülerken bile "-mış" gibi yapan şahsiyetten mümkün olduğunca uzak durmakta fayda var demek ki. İçten bir gülümseme bulaşıcıdır ve bu gülümsemeyi dostlarla paylaşmanın keyfi de paha biçil...