Ana içeriğe atla

YE, İÇ, MUTLU OL!

Hazır yemek ve şekerli içecekler bizlere ve çocuklarımıza  kilo aldırıyor olabilir, ancak aynı zamanda mutlu da ediyor...

        Tayvan Ulusal Üniversitesi ve Arkansas Üniversitesi' nden araştırmacılar, sağlıksız yiyecek ve içecek tüketimini azaltarak çocukluk çağı obezitesini engellemeyi amaçlayan programların, çocukları mutlu edecek başka yöntemler kullanmaları durumunda daha etkili olabileceğini söylüyor.
        Çocukluk çağı obezitesi dünya çapında hiç şüphesiz önemli bir sağlık sorunu. Sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve çocukların psikolojik sağlıkları arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmacılar; 2001 yılında Tayvan' da yapılmış bir anketin verileri kullanılarak, 2-12 yaş grubundan 2366 çocuğun hazır yemek (patates kızartması, pizza, hamburger vb.) ve şekerli içecek (gazoz ve benzeri asitli içecekler ile şekerle tatlandırılmış diğer hazır içecekler) tüketiminin vücut ağırlıklarına ve mutluluk seviyelerine etkisini araştırmışlar.
        Çalışmanın ortaya koyduğu en çarpıcı bulgu şu olmuş ki; hazır yemek yiyen ve şekerli içecek içen çocukların fazla kilolu olma olasılıkları daha yüksekken, mutsuz olma olasılıkları ise daha düşükmüş.
        Bu araştırma verileri dikkate alındığında çocukların genel sağlığını iyileştirmeyi amaçlayan programların, onların mutluluklarını feda etmeyecek şekilde düzenlenmesi gerektiğini sonuna kadar savunuyorum vesselam..






Resim <a href="https://pixabay.com/tr/users/ulleo-1834854/?utm_source=link-attribution&amp;utm_medium=referral&amp;utm_campaign=image&amp;utm_content=3485430">Ulrike Leone</a> tarafından <a href="https://pixabay.com/tr/?utm_source=link-attribution&amp;utm_medium=referral&amp;utm_campaign=image&amp;utm_content=3485430">Pixabay</a>'a yüklendi

Yorumlar

can istanbullu dedi ki…
Kesinlikle katılıyorum. Kızım ne bu hal? (fotodaki kızım)
Devremülk dedi ki…
Dedikleriniz doğru fakat birşey var çorbayı nasıl eğlenceli hale getirebiliriz

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sosyal Medyanızda Bu Kişileri Eklemeyin!

Sosyal medya her ne kadar bütün dünyayı saran bir ağ haline gelmiş, tanıdığınız hemen herkes orada buluşmuş olsa da; herkesin arkadaşlık teklifini kabul etmek, oradan size gönderilen her davete icabet etmek zorunda değilsiniz.  İşte belli başlı sıkıntıları yaşamamak adına sosyal medyada arkadaş olmamanız gereken insan tipilerini sizin için derledik: Yöneticiniz Sosyal medyada arkadaş olmamaya en çok dikkat etmeniz gereken kişidir kendisi. Öyle ya, ne de olsa çalışmaktan ne kadar yorulduğunuz ya da kurumunuzdan şikayetçi olduğunuz bilgisini yazmak isteyebilirsiniz zaman zaman. Veya hasta olduğunuz bahanesiyle işten kaytardığınız bir gün, sosyal medyanızda adınızın yanına “filanca kafede yiyip için eğleniyor” bildirimi tehlike arz edebilir. Hayatı çocuğunun etrafında dönenler Bu tarz sosyal medya arkadaşları, en sıkıcı kişilerdir. Güncelledikleri durum bilgisi sadece çocuklarıyla ilgilidir. Sürekli çocuklarının fotoğraflarını yükler ve onlara methiyeler düzerler...

Sözüm Ona?!

Her koşulda her ortamda söylenebilecek bir atasözünün veya özlü sözün var olması çok keyifli değil mi sizce de? Tüm toplumların dününden bugününe ortak kültür, inanç, duygu ve düşüncelerini yansıtan kendilerine has sözcük öbeklerinin mevcut olması... ‘‘Şans, alınan yenilgileri gülümsemeyle karşılayabilmektir, azimli insan şanslı insandır’’ demiş mesela, kendini beğenmiş olduğuna inandığım biri. Eskiden sadece ‘‘şanssızlık işte’’ diyerek topu taca atma imkânımız varken şimdi şanssızlığımızın üstüne bir de azimsiz insan olarak yaftalanmak hoş olmadı ya, neyse. Yine de ‘‘Her işte bir hayır vardır’’ demeli ve içtenlikle kabullenebilmeli insan başına gelenleri.  İçtenlik mevzu bahis olduğunda ‘‘Gülerken göbeği oynamayan adama güvenmem’’ diyen bu Çin atasözüne atıf yapmadan geçemeyeceğim. Gülerken bile "-mış" gibi yapan şahsiyetten mümkün olduğunca uzak durmakta fayda var demek ki. İçten bir gülümseme bulaşıcıdır ve bu gülümsemeyi dostlarla paylaşmanın keyfi de paha biçil...

KUANTUM İSİM ANALİZİ

İsmimizdeki harflerin karakterlerimiz üzerinde etkilerinin olabileceği hiç aklınıza gelmiş miydi? Analizciler kullanmış olduğumuz her harfin, sesin bir frekans yaydığını ve bu durumun bizlerin elektromanyetik alanımızı etkilediğini söylüyor. Ayrıca isimlerin baş harfinin çok önemli olduğuna dikkat çekerek “İsim A harfiyle başlıyorsa, kişinin algılaması yüksek, atılgan bir enerjiye sahip, B harfiyle başlıyorsa mücadeleci ve önsezileri güçlü, F ile başlayanlar güvenilir yapıya sahip ve G ile başlıyorsa kıskanç ya da inatçı bir kişilik söz konusu. V harfi olan isimler başına buyruk, dik kafalı; N sağduyu, P saygınlık, L ve S sanatçı kişilik, T ticari yetenek ve kültürel birikimi gösterir” diyorlar. İşte ismimizdeki harflerin karakterlerimizde oluşturacağı etkiler ile ilgili ilginç olduğunu düşündüğüm bir çalışma…Ama nedense j harfi dışında pek de kötü bir tanımlama yok…Yani eminim şimdi pek çoğumuz AAAA tıpkı ben diyecek :) A: Atılgan-enerjik B: Ön sezileri kuvvetli C: Konuşm...