Ana içeriğe atla

AYNA AYNA SÖYLE BANA


Aynalardan korkar mısınız? Peki, her gün sabah aynaya baktığınızda muhteşem cazibeniz dışında tam olarak ne görüyorsunuz?

MIT' in yeni geliştirdiği bir ayna sayesinde aynaya baktığımızda artık sadece kendi görüntümüzü görmeyecekmişiz. Ming-Zher Poh isimli araştırmacı tarafından geliştirilen yeni bir ayna; üzerinde bulunan bir kamera sayesinde nabız ritmimizi, solunum ve kan basıncımızın durumunu bize gösterecekmiş. Public domain yazılımı sayesinde yüzümüzün duruşu ve görüntüsünü baz alan ayna, gönderdiği kırmızı, yeşil ve mavi ışınlar sayesinde bu ölçümleri yapabilecekmiş.

Hollanda'daki TNO Science & Industry'de çalışan Fokko Wieringa adındaki kıdemli bilim adamı aslında benzeri bir sistemi 2005 yılında üretmişti. Özellikle hareket halindeki cisimlerde çalışması bir hayli güç olan bu sistem, Poh tarafından Independent Component Analysis isimli sinyal cihazı kullanılarak başarılı bir halde çalıştırılmış. Bir sonraki adımında ise kan basıncını ve kandaki oksijen değeri ölçümlerinin aynı video görüntüsü üzerinde birleştirmesi planlıyormuş.

Belli ki çok yakın bir gelecekte ayna karşısında saçımızı tarayıp dişlerimizi fırçalarken, günlük her türlü yaşamsal aktivite değerlerimizi de şip şak öğrenebileceğiz. Bu noktada paylaşımıma Babaannemin ‘‘Dünyanın sonu geldi, sonuna da biz kaldık’’ özlü değişiyle son veriyorum vesselam…








Göresel: Mariana Blue adlı kişinin Pexels'daki fotoğrafı


Yorumlar

Zeynep dedi ki…
aynaya bakınca ne kadar ömrümün kaldığınıda görürsem eğer..işte o zaman! işte o zaman g.tme ferferek kaçmış gibi hayatmn kalanınıda muhteşem bi coşkuyla yaşıyacağım!

Bunu icat etsinler:/

http://ornitorenkzeyn.blogspot.com/
Adsız dedi ki…
Merhabalar,

Mübarek Kurban Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım.

Tüm sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, huzurlu, mutlu ve güzel bir bayram geçirmenizi can-ı gönülden dilerim.

En Güzel'e emanet olun ve sağlıcakla kalın.

Bu blogdaki popüler yayınlar

KUANTUM İSİM ANALİZİ

İsmimizdeki harflerin karakterlerimiz üzerinde etkilerinin olabileceği hiç aklınıza gelmiş miydi? Analizciler kullanmış olduğumuz her harfin, sesin bir frekans yaydığını ve bu durumun bizlerin elektromanyetik alanımızı etkilediğini söylüyor. Ayrıca isimlerin baş harfinin çok önemli olduğuna dikkat çekerek “İsim A harfiyle başlıyorsa, kişinin algılaması yüksek, atılgan bir enerjiye sahip, B harfiyle başlıyorsa mücadeleci ve önsezileri güçlü, F ile başlayanlar güvenilir yapıya sahip ve G ile başlıyorsa kıskanç ya da inatçı bir kişilik söz konusu. V harfi olan isimler başına buyruk, dik kafalı; N sağduyu, P saygınlık, L ve S sanatçı kişilik, T ticari yetenek ve kültürel birikimi gösterir” diyorlar. İşte ismimizdeki harflerin karakterlerimizde oluşturacağı etkiler ile ilgili ilginç olduğunu düşündüğüm bir çalışma…Ama nedense j harfi dışında pek de kötü bir tanımlama yok…Yani eminim şimdi pek çoğumuz AAAA tıpkı ben diyecek :) A: Atılgan-enerjik B: Ön sezileri kuvvetli C: Konuşm

Su Canlı Mıdır ?

Suyun canlı olup olmadığı yıllardır süregelen bir tartışma konusu iken bilim insanı  Dr. Masaru EMOTO bu tartışmaya bambaşka bir boyut getirdi.           Dr. Masaru EMOTO ' ya göre yapılan deneyler sonucunda temiz kaynaklardan gelen veya kendilerine güzel, sevgi dolu sözcükler söylenen, klasik müzik dinletilen su örneklerinin parlak, simetrik ve düzgün desenli olduğu; buna karşılık pis kaynaklardan gelen, sürekli kötü söz söylenen su örneklerinin koyu renkli, asimetrik ve dağınık olarak resmedildiği gözlemlenmiş.           Bundan birkaç yıl önce Discovery Channel'de yayınlanan MYTHBUSTERS programında da bunun bir deneyi yapılmış, içinde sürekli olarak klasik müzik ve heavy metal müzik çalınan iki ayrı sera oluşturulmuştu. Bunun yanı sıra içinde klasik müzik çalınan seraya sürekli güzel şeylerden bahsedilmiş, sevgi dolu sözcükler ifade edilmiş; heavy müzik çalınan seraya gidildiğinde ise bağırılıp çağrılmıştı ve deney sonunda içinde klasik müzik çalınan seranın bitkilerini

KENDİNİZE AİT SOSYAL MEDYA PLATFORMUNUZ OLSUN İSTER MİSİNİZ!

Evet yanlış duymadınız Facebook ya da Twitter size göre değilse, kendi sitenizi kurmanızı sağlayacak basit araçlar günümüzde mevcut. Bir sosyal ağ sitesi sahibi olmak aslında sandığınız kadar da zor değil ve üstelik bunun için tek satır program yazmanıza veya herhangi bir seviyede programcılık bilgisi sahibi olmanıza da gerek yok. Nasıl mı? İşte size iki yöntem; SocialWok ki   en önemli özelliği sadece belli bir alan adına ait e-mail adresleri kullanarak üye olunmasına izin vermesi. Böylece sadece aynı kurum ya da aynı okul öğrencilerinin üye olabileceği bir sosyal ağ oluşturabiliyorsunuz.  Sout'Em ' in ise üyelik özellikleri daha esnek, üye olurken kullanılacak e-posta adreslerine yönelik bir kısıtlama olmadığından, sosyal ağını sadece kapalı bir gruba açmak istemeyenler için çok daha uygun bir seçenek. Üstelik son derece pratik ve kullanıcı dostu olan sistem, kişiselleştirme konusunda da zengin seçeneklere sahip. Sosyal ağ sitelerinin milyonlarca kişiyi peşinden sürüklediği g