Ana içeriğe atla

Kayıtlar

AYNA AYNA SÖYLE BANA

Aynalardan korkar mısınız? Peki, her gün sabah aynaya baktığınızda muhteşem cazibeniz dışında tam olarak ne görüyorsunuz? MIT' in yeni geliştirdiği bir ayna sayesinde aynaya baktığımızda artık sadece kendi görüntümüzü görmeyecekmişiz. Ming-Zher Poh isimli araştırmacı tarafından geliştirilen yeni bir ayna; üzerinde bulunan bir kamera sayesinde nabız ritmimizi, solunum ve kan basıncımızın durumunu bize gösterecekmiş. Public domain yazılımı sayesinde yüzümüzün duruşu ve görüntüsünü baz alan ayna, gönderdiği kırmızı, yeşil ve mavi ışınlar sayesinde bu ölçümleri yapabilecekmiş. Hollanda'daki TNO Science & Industry'de çalışan Fokko Wieringa adındaki kıdemli bilim adamı aslında benzeri bir sistemi 2005 yılında üretmişti. Özellikle hareket halindeki cisimlerde çalışması bir hayli güç olan bu sistem, Poh tarafından Independent Component Analysis isimli sinyal cihazı kullanılarak başarılı bir halde çalıştırılmış. Bir sonraki adımında ise kan basıncını ve kandaki oksijen d

ÖLDÜREN TEKNOLOJİ

Teknolojinin hayatımıza iyiden iyiye girdiği günümüzde biz insanoğlunun hayatı da gün geçtikçe daha kolay bir hale gelmeye başladı. Ancak teknoloji her zaman da insanlığın yanında olmuyor; zira ufak bir dikkatsizlik teknolojinin elini kana bulayabiliyor. Ufak bir dikkatsizliği insanlara fazlasıyla pahalıya ödeten bu teknolojik cihazlar hakkında aşağıdaki paylaşımımı okuduğunuzda sizler de eminim çok şaşıracaksınız. Sahibini Öldüren  Segway ; Segway Inc'i geçtiğimiz yıl satın alan Jimi Heselden (62), maalesef Segway yüzünden yaşamını yitirdi. Wharfe Nehri'nde bulunan cesedin Heselden'a ait olduğu anlaşılırken, Heselden'ın 9 metrelik bir uçurumdan düşerek hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Yani Segway, bir bakıma sahibinin ölümüne neden olmuştu. Stracraft 'la gelen ölüm 1998 yılında oyun severlere sunulan Starcraft, o günden bu yana kullanıcılardan büyük ilgi görmüş, kullanıcıları saatlerce ekran başına kilitlemiştir. Lee Seung Seop isimli bir Koreli oyuncu

MAYA KEHANETLERİNE GÖRE 2012 YILI GERÇEKTEN ZAMANLARIN SONU MU?

          Bütün semavi dinler, uygarlıkların çöküşleri ile ilgili türlü efsanelere sahiptir. Sapkınlığa düşen uygarlıkların Yaratıcı tarafından nasıl yok edildikleri, başta Kur’an-ı Kerim ve İncil olmak üzere pek çok kutsal kitapta sık sık anlatılmaktadır. Ne yazık ki bizler, insanlığın uygarlaşırken aynı zamanda ahlaksızlaştığı ve yozlaştığı bir dönemdeyiz. B elki de çok yakın bir gelecekte, k endi uygarlığımızın sapkınlığı yüzünden yok oluşu   başka mitolojik hikayelerde insanlığın  ibret alması için anlatılacak.          Her neyse konumuza dönecek olursak; bugünlerde en gizemli uygarlıklarından biri kabul edilen Mayaların kehanetleri dünya gündemini meşgul etmekte. S adece kendi yaşadıkları zaman için değil, tüm insanlık adına hayati önem taşıyan bilgilere sahip olduklarına inanılan ve h içbir iz bırakmadan tarih sahnesinden silinen bu görkemli uygarlığın izlerini araştıran bilim insanı ve tarihçiler, dünyanın geleceğiyle ilgili önemli ipuçlarına ulaştıklarına inanmaktalar. Maya ta

LOŞ IŞIKTA UYUMAK KİLO MU ALDIRIYOR?

          Evet yanlış duymadınız bir süre önce yapılan araştırmalar neticesinde, geceleri loş veya çok hafif ışık altında uyumanın obeziteyi tetiklediğine dair ilginç bulgulara ulaşıldı.           Şöyle ki; Amerika Ohio Devlet Üniversitesi’nde yapılan çalışma, loş ışık altında uyuyan farelerin karanlıkta uyuyanlara göre, 8 hafta içinde yüzde 50 daha fazla kilo aldığını ortaya koydu. Çalışma sırasında bir grup fare günlük 16 saat ışık altında, 8 saat boyunca karanlıkta bırakılırken diğer grup, 16 saatlik ışık süresinin sonunda 8 saat de loş ışığa maruz bırakılmış. Farelerin vücut kütleleri arasındaki fark daha ilk haftanın sonunda dahi kendini göstermeye başlamış.           Öyleyse perdelerimizi uyumadan önce sıkı sıkı kapatıyoruz vesselam. Resim <a href="https://pixabay.com/tr/users/colin00b-346653/?utm_source=link-attribution&amp;utm_medium=referral&amp;utm_campaign=image&amp;utm_content=3104355">Colin Behrens</a> tarafından <a href="https://p

KENDİNİZE AİT SOSYAL MEDYA PLATFORMUNUZ OLSUN İSTER MİSİNİZ!

Evet yanlış duymadınız Facebook ya da Twitter size göre değilse, kendi sitenizi kurmanızı sağlayacak basit araçlar günümüzde mevcut. Bir sosyal ağ sitesi sahibi olmak aslında sandığınız kadar da zor değil ve üstelik bunun için tek satır program yazmanıza veya herhangi bir seviyede programcılık bilgisi sahibi olmanıza da gerek yok. Nasıl mı? İşte size iki yöntem; SocialWok ki   en önemli özelliği sadece belli bir alan adına ait e-mail adresleri kullanarak üye olunmasına izin vermesi. Böylece sadece aynı kurum ya da aynı okul öğrencilerinin üye olabileceği bir sosyal ağ oluşturabiliyorsunuz.  Sout'Em ' in ise üyelik özellikleri daha esnek, üye olurken kullanılacak e-posta adreslerine yönelik bir kısıtlama olmadığından, sosyal ağını sadece kapalı bir gruba açmak istemeyenler için çok daha uygun bir seçenek. Üstelik son derece pratik ve kullanıcı dostu olan sistem, kişiselleştirme konusunda da zengin seçeneklere sahip. Sosyal ağ sitelerinin milyonlarca kişiyi peşinden sürüklediği g

TANRI ZAR ATMAZ!

Altın oran doğada sayısız canlı ve cansız varlığın yapısında bulunan öyle özel bir oran ki; bu bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen, yüzyıllar boyunca sanat ve mimaride uygulanmış, uyum açısından en yetkin boyutları verdiği düşünülen geometrik ve sayısal bir bağıntı. Platon'a göre kozmik fiziğin anahtarı olan oran, matematikte üstün tasarım sayısı olarak da adlandırılmakta. İlk defa Mısırlılar ve Yunanlılar tarafından keşfedildiği düşünülen bu altın orana şaşırtıcı bir biçimde; Kalp atışlarımızda, DNA sarmalının en ve boy oranında, İnsan bedeninde ki; göbek ile ayak arası mesafe 1 birim olarak kabul edildiğinde, insan boyunun ya da parmak ucu-dirsek arası/el bileği dirsek arası, omuz hizasından baş ucuna kadar olan mesafe/kafa boyu, göbek-baş ucu arasındaki mesafe/omuz hizasından baş ucuna olan mesafe, göbek-diz arası/diz-ayak ucu arası ve yine parmaklarımızın tam boyunun ilk iki boğuma oranında, İnsan yüzünde ki; yüz ölçüleri bu orana uyanların tüm insanlar tarafından istisn

BİLİM KURGU FİLİMLERİ GERÇEK OLDU

Hadi yine iyiyiz arkadaşlar zira; Rusya'daki özel bir firmanın, ilk ticari uzay istasyonunun yapımına 2016' da başlayacağı bildirmesi biz dünyalıların tatil anlayışını değiştireceğe benziyor.  AA'nın haberine göre Merkezi Moskova'da bulunan 'Orbital Technologies' yönetim kurulu başkanı Sergey Kostenko , ilk ticari uzay istasyonunun yapımı ve işletiminin Rus Federal Uzay Ajansı ile birlikte gerçekleştirilmesinin planlandığını belirterek, burada uzay turistleri ve araştırmacıların ağırlanmasının planlandığını kaydetti. Kostenko, istasyonun ilk aşamada 7 kişinin kalabileceği şekilde kurulacağını, ancak daha sonra genişletilmesinin de mümkün olacağını dile getirdi. İlk ticari uzay istasyonunun kurulmasını desteklediklerini belirten Rus Federal uzay İstasyonu yetkilileri de halen başta ABD ve Rusya olmak üzere çeşitli ülkeler tarafından ortaklaşa kullanılan Uluslararası Uzay İstasyonunda olağanüstü bir durum olması halinde böyle bir ticari uzay istasyonunun destek iç

BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ

Çocukken kafamı en çok kurcalayan konuların başında Bermuda Şeytan üçgeninin sırrı gelmekteydi. Ortaokul ve Lise yıllarımda öğretmenlerime bu konuyla ilgili pek çok soru sorduğumu hatırlarım. Malum ya bizler öğretmenlerimizin her şeyi bildiklerini düşünen çocuklardık. Ama ben ne yazık ki sorularıma hiçbir zaman net cevaplar alamadım. Genelde pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da geçiştirildim durdum. Fakat ne mutlu ki günümüzde Jeofizikçiler bu sırrı çözmeyi başarmış. Bermuda Şeytan Üçgenini ilk kez burada duyan okurlarım için tanımlamam gerekirse; pek çok gemi ve uçağın hiçbir enkaz bırakmadan kaybolduğu iddia edilen, Atlantik Okyanusu’nun Güney ve Kuzey Amerika’yı birbirinden ayıran ve Bermuda, Porto Riko ve Miami sahilleri arasında kalan üçgen şeklindeki bölgeye verilen isim. Bermuda Şeytan Üçgeninin efsaneleşmesine sebep olan ilk vaka ise 1945 yılında meydana geliyor. Beş savaş uçağı rutin görev uçuşu için Florida’daki üslerinden havalandıktan sonra pilotlar, telsizden kontrol

CERN' DE MÜTHİŞ GELİŞME

Anadolu Ajansının haberine göre; yüzyılın en büyük deneyi olarak kabul edilen ve kozmosun sırlarını çözmek için yürütülen Büyük Patlama deneyinde yeni bulgular ortaya çıktı. Bilim adamları, kainatın oluşumu konusundaki araştırmalarında yeni bir fenomen keşfettiklerini düşünüyorlar. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (BHÇ) adlı dev atom çarpıştırıcısında Büyük Patlama ortamını yaratmaya çalışan Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi'nin (CERN) internet sitesinde yapılan açıklamada, BHÇ'nin yaklaşık 6 ay süreyle çalıştırılmasından sonra, deneylerin potansiyel olarak yeni ve enteresan fenomenlerin işaretlerini vermeye başladığı belirtildi. Açıklamada, özellikle bazı parçacıkların, şimdiye kadarki proton çarpışmalarında gözlenmedik bir biçimde, sıkı sıkıya birbirlerine bağlı olduklarının ortaya çıktığı kaydedildi. Fizikçi Guido Tonelli, parçacıkların 27 kilometrelik oval tünelde hızlandırılarak, bugüne kadarki rekor düzeyde, 7 TeV enerjiyle ışık hızına yakın bir hızla çarpıştırıldığı

YERÇEKİMİ AZALDIKÇA YAŞLANIYOR MUYUZ?

          20. yüzyılın en ünlü fizikçisi Albert Einstein; görecelik kuramında yerçekiminin etkisiyle zamanın daha yavaş aktığını ve böylece de yerçekiminin daha az olduğu bir yere doğru uçmakta olan bir uçağın yolcularının her uçuşta birkaç nanosaniye daha fazla yaşlandıklarını öne sürmüştü.           Milliyetin haberine göre; Einstein’nın bu iddiası Amerikalı bilim insanlarının atomun titreşimlerini ölçebilen yüz defa daha hassas iki süper atomik saatle yaptıkları bir deneyle kanıtlandı. Deney sayesinde yerçekiminden uzaklaştıkça zamanın daha çabuk geçtiğini görüldü.   Bilim insanları, yıllar önce bu ilginç olayı, yüksek irtifada uçan bir füzenin içinde bulunan atomik saat ile aynı zamanda, manyetik alanın etkilerinin daha güçlü olduğu yeryüzünde bulunan başka bir atomik saat ile yaptıkları ölçümlerle gözler önüne serdiler. ABD'nin Colorado eyaletindeki Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsünde görevli fizikçiler bu defa aynı olayı, yüz defa daha hassas iki süper atomik saat